Category ArchiveUncategorized

Ben Kimim,

BOLU/Mudurnu ilçesi Örencik Köyü 1971 doğumlu olup, ilk ve orta öğrenimimi tipik bir Osmanlı kasabası olan Mudurnu’da tamamladım.Yaz aylarını köyümde ve köy yaylamız olan doğa harikası ABANT da geçirmiş, bu tatil aralarında hem büyük baş hem de Mudurnu’nun en büyük geçim kaynağı olan tavukçulukla birebir ilgilenerek aileme yardımcı .Hatta iş hayatında 11 yılını vereceği tavukçuluk sektörünün ilk evresi olarak ailesinin çiftliğinde 7000 adet tavuğun bakımını dedesinin yardımı ile gerçekleştirmiş ve ilk kazancını bu şekilde elde etmiştir.

     Aile mesleği olan marangozluk yerine üniversite hazırlık için gittiğim Ankara’da Mudurnu Tavukçuluk  bünyesinde muhasebe  departmanında çalışmaya başladım.Askerlik görevini yerine getirdikten sonra aynı işyerinde depo amirliği, satış müfettişliği görevlerinde bulunmuş 1999 yılında Akdeniz Bölge Müdürlüğünü kurmak üzere görevlendirilerek Antalya’ya geldim.

     Maalesef 2001 krizinde firmanın kapanmasının ardından yine memleketimin bir firması “Mudurnu Arbil Helvacılık” ın Akdeniz Bölge Müdürlüğü’nü faaliyete geçirmiş, Antalya-Muğla ve İzmir illerine bayilikler oluşturarak market ve edt ürünlerinin yaygın dağıtım ağıyla pazarlanmasını sağlayarak, bölgede otel ve market pazarında kısa süre içerisinde başarılı çalışmalara imza atarak bütün yerel zincirlerde memleketinin ürünlerinin pazarlanması bana gurur vermiştir.

     2003 Yılında daha sonra “Pinar Gıda Ltd.Şti.” ünvanını alacak “HELVACIM Toptan Gıda Pazarlama”yı kurarak kendi ticari hayatıma başladım.Halen 30 a yakın firmanın Antalya bölge bayi

     Evli ve 2 çocuk sahibi Hayri COŞKUN başarının sırrının çok çalışmak, amaca odaklanıp azimle ve sabırla ilerlemek olduğunu, kazanımların paylaşımla daha verimli bir hale geldiğini ve dürüstlük ilkesinin hayattaki önemine değinmektedir.

Yaşanmış İbretlikler

UYKUSUNUN DEĞERi
Samos kralı Polikratos , Şair Anekron’a ödül olarak bir miktar altın verir. Şair bunlarla ne yapacağını düşünmekten iki gece uyuyamaz.
Ve sonunda altınları geri götürüp şöyle der :
-Kralım ; altınlarınız çok değerli ama , uykum benim için daha değerlidir!…
_____
KUMARDA KAYBEDEN

Bir gün Eflâtun , talebelerden birini kumar oynarken yakalayıp azarlar. Ve :
-iyi ama , ben çok az bir parasına oynuyordum , diyen öğrencisine :
-Ben seni kaybettiğin para için değil , kaybettiğin zaman için azarlıyorum , der.
_____

KEPÇE GiBi
Mevlâna Câmi anlatıyor :
“Bir cömerte sordular :
-Muhtaçlara verdiğin , yoksullara dağıttığın şeylerden dolayı gönlünde kibir ve fakirler üzerine bir minnet yüklemek hisleri geliyor mu?…
Cömert şöyle cevap verdi :
-Hayır , ne münasebet !… Ben bir şey verirken kendimi aşçının elinde ki kepçeye benzetiyorum. Veren aşçıdır , fakat kepçeden geçiyor .. Kepçe : ‘
Rızkı veren benim…’ gibi bir anlayışta olabilir mi?… ”
_____

SANATÇIYI BULMAK
Mütercim ve yazar Ronald Knox bir keresinde bilim adamı John Haldene ile dini bir sohbet yapıyordu.
Haldene şu mantığı yürüttü :
-Milyonlarca gezegenin bulunduğu bir evrende , bunlardan en azından birinde , hayatın tesadüfen ortaya çıkması kaçınılmaz değil midir ?…
Knox şöyle cevap verdi :
-Bayım , eğer Scotland Yard polisi bavulunuzda bir ceset bulsaydı , onlara
: ” Dünyada milyonlarca bavul var , birinde ceset bulunması kaçınılmazdı”
mı derdiniz? Sanırım yine de onu oraya koyanın kim olduğunu bilmek isteyeceklerdir.
—–

BEDEVi

Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi güçlükle yürüyen,dudakları susuzluktan kurumuş bir adama rastlamış.Adam bunu görünce su istemiş.Devesinden inip ona su vermiş.Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış.
Bedevi arkasından bağırmış :
“Tamam deveyi al git ama senden bir ricam var.Sakın bu olayı kimseye anlatma!”
Bu isteği tuhaf bulan hırsız biraz duraklayıp nedenini sormuş :
“Eğer anlatırsan,demiş bedevi,bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler.”

 

NEDEN BEN ?

Efsane Wimbledon tenis oyuncusu
Arthur Ashe AIDS’den ölmekteydi.
Dünyanın her köşesindeki hayranlarından
mektuplar yağmaktaydı.
Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu:
‘Neden Tanrı böylesine kötü bir hastalık için seni seçti?’
Arthur Ashe buna şu cevabı verdi:
Tüm dünyada. 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar,
5 milyon tenis oynamayı öğrenir,
500,000 profesyonel tenisi öğrenir,
50,000 yarışmalara girer,
5,000 büyük turnuvalara erişir,
50’si Wimbledon’a kadar gelir,
4’ü yarı finale, 2’si finale kalır.
Elimde şampiyonluk kupasını tutarken
Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım.
Ve bugün sancı çekerken,
Tanrı’ya ‘Niye ben?’ mi demeliyim?
Mutluluk insanı tatlı yapar Zorluklar güçlü yapar,
Hüzün ise insan yapar,
Yenilgi mütevazı yapar, Başarı insanı ışıldatır Ama yalnız Tanrı yolumuza devam etmemizi sağlar.
Tanrı’ya asla ‘Niye ben?’ diye sormayın.
Ne olacaksa olacak.
O’nun kendine has usulleri vardır.
İnancınızı koruyun yeter.

MATEMATİK YALAN SÖYLEMEZ,

>>>> > A = 1
>>>> > B = 2
>>>> > C = 3
>>>> > Ç = 4
>>>> > D = 5
>>>> > E = 6
>>>> > F = 7
>>>> > G = 8
>>>> > Ğ = 9
>>>> > H = 10
>>>> > I = 11
>>>> > İ = 12
>>>> > J = 13
>>>> > K = 14
>>>> > L = 15
>>>> > M = 16
>>>> > N = 17
>>>> > O = 18
>>>> > Ö = 19
>>>> > P = 20
>>>> > R = 21
>>>> > S = 22
>>>> > Ş = 23
>>>> > T = 24
>>>> > U = 25
>>>> > Ü = 26
>>>> > V = 27
>>>> > Y = 28
>>>> > Z = 29
>>>> >
>>>> > Z =29
>>>> > E = 6
>>>> > K =14
>>>> > A = 1
>>>> >
>>>> > ZEKA = 50% BAŞARI
>>>> > ————————

>>>> > Ç = 4
>>>> > A = 1
>>>> > L =15
>>>> > I =11
>>>> > Ş =23
>>>> > M =26
>>>> > A = 1
>>>> > K =14
>>>> >
>>>> > ÇALIŞMAK = 85% BAŞARI
>>>> > ————————-
>>>> >
>>>> > D = 5
>>>> > E = 6
>>>> > N =17
>>>> > E = 6
>>>> > Y =28
>>>> > İ =12
>>>> > M =16
>>>> >
>>>> >
>>>> > DENEYİM = 90% BAŞARI
>>>> > ————————-
>>>> >
>>>> > Y =28
>>>> > A = 1
>>>> > L =15
>>>> > A = 1
>>>> > K =14
>>>> > A = 1
>>>> > L =15
>>>> > I =11
>>>> > K =14
>>>> >
>>>> > YALAKALIK = 100% BAŞARI
>>>> > ————————
>>>> >
>>>> > T =24
>>>> > O =18
>>>> > R =21
>>>> > P =20
>>>> > İ =12
>>>> > L =15
TORPİL = 110% BAŞARI

 

 

Kartalın Zor Kararı,

Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40’a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmayabaşlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir. Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundadayız. Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlardan tam olarak yararlanabiliriz. ‘Geride kalanları unutmak ve önümüzde bizi bekleyenlere ulaşmak için hedefime doğru ilerliyorum.’